AB’de Rus petrolüne ambargo krizi derinleşti: ‘Avrupa’da hiç kimse bu yaptırımları istemiyor’
Avrupa Birliği, Rus petrolüne tavan fiyat sınırlaması da dahil olmak üzere getirilmek istenen bir dizi petrol ambargosu konusundaki görüş ayrılıklarını tartışmaya devam ediyor. Rus petrolünün AB tarafınca belirlenecek olan fiyat düzeyinde yahut altında satılmadığı sürece, deniz yoluyla nakliyesi için gerekli olan sigorta ve öteki hizmetlerin sağlanmamasını içeren taslak, güç krizi arasındaki Avrupa ülkelerinin içinde yeni bir krize niye oldu. Birlik, Ekim ayı başında 8. yaptırım paketi ile deniz yoluyla taşınan Rus petrolüne yönelik çeşitli engellerin 5 Aralık’ta yürürlüğe girecek biçimde onaylanmasına karar vermişti. 24 Kasım’da bir daha başlayan ve hala devam eden fiyat müzakereleri, üye ülkeler içindeki uyuşmazlıklar niçiniyle daha evvel de tekraren ertelenmişti. Öbür yandan Virginia merkezli Politico’nun savına bakılırsa ise ABD, AB ülkelerine Rus petrol meblağlarına tavan koymaları için baskı yapıyor.
Financial Times’tan ‘Polonya niçiniyle AB’nin birliği dağılabilir’ iddiası
AB diplomatları içinde ‘sert görüş ayrılıklarına’ niye olan ise Rus petrolünün tavan fiyatı üzerinde konuşulan fiyat düzeyinin, Rusya’nın gösterge petrol fiyatının şu anda süreç gördüğü düzeyin çok üstünde olması. Polonya gibi kimi birlik üyesi ülkeler, 65 dolar ve üstünün Moskova için ‘fazlaca yumuşak bir yaptırım’ olduğunu düşünürken, dünyanın en çok petrol tankeri sahibi ülkesi olan Yunanistan gibi üyeler ise 70 doların altına inmek istemiyor. Mevzuya atıfta bulunan Londra merkezli Financial Times, Polonya’nın teklifinin ‘AB’nin birliğini dağıtabileceğini’ argüman edenler içinde. Öbür yandan ekonomistlere gore, Rus petrolü için beklenenden daha yüksek bir tavan fiyat uygulanma mümkünlüğü, küresel ham petrol piyasasını da etkileyerek üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor.
Tartışmaların derinleştiği AB’de hangi ülke ne dedi?
28 Kasım’da hususa dair açıklama yapan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ‘bir an önce’ Rus petrolünden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulasa da birlik içinde pek fazlaca ülkenin buna karşı çıkarak ‘tartışma yarattığını’ söylemiş oldu. AB ülkelerinin gaz fiyatı sonunun düzeyi konusunda farklı görüşlerde olduğunu doğrulayan Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Josef Sikela, tartışmaların ‘gayet sert geçtiği’ sözlerini kullandı. AB’nin bu taslak planını reddeden ülkeler içinde Hırvatistan da var. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise yeni yaptırımların AB vatandaşları ve yatırımcılarını ‘oldukca fazla etkilememesi’ gerektiğini belirtti. AB’deki ‘bazı ülkelerin’ tavan fiyat belirleme teklifinden mutlu olmadığını lisana getiren Yunanistan Hükümet Sözcüsü Giannis Ikonomou, öbür Avrupa ülkeleriyle çalışmaların sürdüğünü ve en son bir sonuca varılamadığını deklare etti.
Rusya: Piyasa şartlarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yolumuza devam ederiz
Rusya tarafı ise yalnızca piyasa şartlarında petrol satışı yapılacağını, tavan fiyat uygulayan ülkelere diğer bir maliyetle petrol tedarik etmeyeceğini açıkça belirtti. Batı‘nın Rus güç kaynaklarının fiyatlarını sınırlama fikrini yorumlayan Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin de, Rusya’nın çıkarlarına ters olması durumunda yurt dışına ‘hiç bir şey tedarik edilmeyeceği’ konusunda çoğunlukla ihtarda bulunuyor. Putin, bu çeşit kısıtlamaların piyasa araçlarına müdahale etmek olduğunu ve Rusya’nın piyasa şartlarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yoluna devam edebileceğini de kelamlarına ekledi.
AB yetkilileri Rus petrolü ile ilgili ambargonun uygulanmaya başlayacağı tarih olan 5 Aralık’tan evvel bu tartışmaların tahlile kavuşması gerektiğini vurgularken, OPEC+ ülkeleri ise G7 ve AB fiyat tavanının yürürlüğe girmesinden bir gün evvel yani 4 Aralık’ta toplanacak. Tarafların kararlarının global petrol arzını etkilemesi ve Avrupa’daki güç krizinde yeni bir dalga yaratması bekleniyor.
Konuyu Sputnik’e pahalandıran ekonomi muharriri Recep Erçin, Avrupa Birliği ortasında bilhassa Almanya gibi kuvvetli ülkeler başta olmak üzere kimsenin bu ambargoları istemediği görüşünde.
‘AB, Rus petrol fiyatını sınırlama konusunda ‘oldukca öldürmesin de güldürmesin de’ diye düşünüyor’
Enerji krizi probleminde öncelikli olarak doğalgaz krizi yaşandığını ve bunu da Avrupa ülkelerinin kendi kendilerine çıkardığını söyleyen Erçin, “Bu durumun ortaya çıkmasının temel sebebi AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar ve ABD’nin ambargolarına uyan bir AB olması. Bunlar yerine AB, Kuzey Akım 2 ile güç arzını garanti altına almış olsaydı şu an bu biçimde bir kriz de hayatıyor olacaklardı. Artık bu petrolde de yaşıyorlar. Ülkelerin petrolden para kazanabilmeleri için fiyatın muhakkak bir skalanın üzerinde olması gerekiyor. Bu da evvelde örneğin 65-70 dolar içindeyken artık 80-90 dolar içinde. Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne muhtemel bir hudut koymasında konuşulan fiyatlar da aslında fazlaca da 70 doların altında değil. Zira ‘oldukca öldürmesin de hayli güldürmesin de’ diye düşünüyorlar” dedi.
‘AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de dilek etmez, aslına bakarsanız Rusya Türkiye üzere dost ülkelere kolaylık sağlıyor’
Rusya üzere ülkelerin bu yaptırımlardan etkilenmediğine dikkat çeken Erçin şunları aktardı:
“Çünkü Rusya bu petrolü Hindistan ve Çin üzere yaptırımlara uymayan ülkelere aslına bakarsan satabiliyor. Onlardan elde ettiği gelirler ile cari istikrarını elde etmiş oluyor. Yani Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan etkilenilmiyor. aslına bakarsanız bu yaptırımlara karşın Rusya’nın rezervlerini geçen devirlerde artırdığını gördük. İşin Türkiye boyutu da burada devreye giriyor. meblağların artmaması olağan kurallarda Türkiye’nin de tercih edeceği bir şey zira biz güç ithalatçısı bir ülkeyiz. Lakin aslına bakarsanız Rusya ‘dost’ kabul ettiği ülkelere de düşük fiyattan güç tedariği sağlamaya başladı ve kolaylıklar gösteriyor. ötürüsıyla AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de dilek etmez. AB yalnızca bir fiyat sınırlaması değil beraberinde petrol ticaretini de kısıtlama gayesi ortasında. Kendileri aslına bakarsan olabildiği kadar Rusya’dan petrol almıyorlar fakat burada öteki ülkelere yönelik bu yaptırımı zarurî koşma durumu var.”
‘Avrupa’da hiç kimse bu ambargoları istemiyor lakin ABD siyaseti fazlaca etkili’
AB’nin bu planının epey uygulanabilir olmadığını söyleyen Erçin, “AB başka yaptırımlarda olduğu üzere bunda da kendi çalıp kendi oynayacak. Hatta, kendi içlerinden bu yaptırımlara taviz verenler olacaktır. Aslında Avrupa’da hiç kimse ambargoyu istemiyor. Tek başına hiç bir ülke bu yaptırımlara katılmak istemiyor. AB ülkelerinin muhalif partilerine bakarsak bunu görürüz. örneğin Fransa’da Le Pen’e, yeni hükümete gelen partilere, Macaristan’a baktığımızda görüyoruz. Avrupa’nın konvansiyonel kuvvetli ülkeleri yaptırımlardan yana değil. Ben Almanya’nın da epeyce gönülsüz bir yaptırım uyguladığını düşünüyorum. Ancak ABD siyaseti fazlaca tesirli, Avrupa’da 1950’den daha sonra nereden bakılsa 80 yıllık bir tahakküm var. Ordunuz şayet olmazsa sesiniz de çıkamaz. Ordusu olmayan bir Avrupa da ABD’ye muhtaç kalıyor ve NATO şemsiyesi altında bu baskılara uyuyor” şeklinde konuştu.
‘ABD Avrupa’yı dağılmakla korkutuyor, daima bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı ikna olmuş değil’
Erçin, Avrupa’nın kendi ortasında karar düzenekleri olduğunu söyleyerek, “AB ortasındaki yöneticiler her ne kadar Avrupalı siyasetçilerden oluşuyor olsalar da halktan kopuk bir bürokrat kümesi. örneğin Josep Borrell de bunlardan bir tanesi, tipik bir örnek. Borrell, sorumsuz, ABD siyasetlerinin peşinde Avrupa uluslarının çıkarlarından bir haber bir adam. Bu tıp adamları yetkilendiriyorlar ve bunlar da Avrupalılar ismine karar veriyor. Avrupa’da sokakta halka sorsan tıpkı şeyi düşünmeyecekleri epey açık. Daima bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı epey ikna olmuş değil. Hollanda da yakın vakitte Rusya’ya yönelik yaptırımlardan geri adım attı. Bu mevzuda yeni adımların devamının geleceğini düşünüyorum fakat Avrupa’nın kendi ortasındaki dağılımını bu getirmez. ABD medyası bunu yazıyor zira Avrupa dağılmaktan korkuyor ve ABD de dağılmakla korkutuyor. AB dağılırsa fazlaca modüllü bir yapıya dönüşür. aslına bakarsan kendi içlerinde fazlaca da derli toplu bir yapı değil” dedi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.
Avrupa Birliği, Rus petrolüne tavan fiyat sınırlaması da dahil olmak üzere getirilmek istenen bir dizi petrol ambargosu konusundaki görüş ayrılıklarını tartışmaya devam ediyor. Rus petrolünün AB tarafınca belirlenecek olan fiyat düzeyinde yahut altında satılmadığı sürece, deniz yoluyla nakliyesi için gerekli olan sigorta ve öteki hizmetlerin sağlanmamasını içeren taslak, güç krizi arasındaki Avrupa ülkelerinin içinde yeni bir krize niye oldu. Birlik, Ekim ayı başında 8. yaptırım paketi ile deniz yoluyla taşınan Rus petrolüne yönelik çeşitli engellerin 5 Aralık’ta yürürlüğe girecek biçimde onaylanmasına karar vermişti. 24 Kasım’da bir daha başlayan ve hala devam eden fiyat müzakereleri, üye ülkeler içindeki uyuşmazlıklar niçiniyle daha evvel de tekraren ertelenmişti. Öbür yandan Virginia merkezli Politico’nun savına bakılırsa ise ABD, AB ülkelerine Rus petrol meblağlarına tavan koymaları için baskı yapıyor.
Financial Times’tan ‘Polonya niçiniyle AB’nin birliği dağılabilir’ iddiası
AB diplomatları içinde ‘sert görüş ayrılıklarına’ niye olan ise Rus petrolünün tavan fiyatı üzerinde konuşulan fiyat düzeyinin, Rusya’nın gösterge petrol fiyatının şu anda süreç gördüğü düzeyin çok üstünde olması. Polonya gibi kimi birlik üyesi ülkeler, 65 dolar ve üstünün Moskova için ‘fazlaca yumuşak bir yaptırım’ olduğunu düşünürken, dünyanın en çok petrol tankeri sahibi ülkesi olan Yunanistan gibi üyeler ise 70 doların altına inmek istemiyor. Mevzuya atıfta bulunan Londra merkezli Financial Times, Polonya’nın teklifinin ‘AB’nin birliğini dağıtabileceğini’ argüman edenler içinde. Öbür yandan ekonomistlere gore, Rus petrolü için beklenenden daha yüksek bir tavan fiyat uygulanma mümkünlüğü, küresel ham petrol piyasasını da etkileyerek üzerinde ağır bir baskı oluşturuyor.
Tartışmaların derinleştiği AB’de hangi ülke ne dedi?
28 Kasım’da hususa dair açıklama yapan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki ‘bir an önce’ Rus petrolünden vazgeçilmesi gerektiğini vurgulasa da birlik içinde pek fazlaca ülkenin buna karşı çıkarak ‘tartışma yarattığını’ söylemiş oldu. AB ülkelerinin gaz fiyatı sonunun düzeyi konusunda farklı görüşlerde olduğunu doğrulayan Çek Cumhuriyeti Sanayi ve Ticaret Bakanı Josef Sikela, tartışmaların ‘gayet sert geçtiği’ sözlerini kullandı. AB’nin bu taslak planını reddeden ülkeler içinde Hırvatistan da var. İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani ise yeni yaptırımların AB vatandaşları ve yatırımcılarını ‘oldukca fazla etkilememesi’ gerektiğini belirtti. AB’deki ‘bazı ülkelerin’ tavan fiyat belirleme teklifinden mutlu olmadığını lisana getiren Yunanistan Hükümet Sözcüsü Giannis Ikonomou, öbür Avrupa ülkeleriyle çalışmaların sürdüğünü ve en son bir sonuca varılamadığını deklare etti.
Rusya: Piyasa şartlarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yolumuza devam ederiz
Rusya tarafı ise yalnızca piyasa şartlarında petrol satışı yapılacağını, tavan fiyat uygulayan ülkelere diğer bir maliyetle petrol tedarik etmeyeceğini açıkça belirtti. Batı‘nın Rus güç kaynaklarının fiyatlarını sınırlama fikrini yorumlayan Rusya Devlet Lideri Vladimir Putin de, Rusya’nın çıkarlarına ters olması durumunda yurt dışına ‘hiç bir şey tedarik edilmeyeceği’ konusunda çoğunlukla ihtarda bulunuyor. Putin, bu çeşit kısıtlamaların piyasa araçlarına müdahale etmek olduğunu ve Rusya’nın piyasa şartlarında çalışmaya hazır olan ülkelerle yoluna devam edebileceğini de kelamlarına ekledi.
AB yetkilileri Rus petrolü ile ilgili ambargonun uygulanmaya başlayacağı tarih olan 5 Aralık’tan evvel bu tartışmaların tahlile kavuşması gerektiğini vurgularken, OPEC+ ülkeleri ise G7 ve AB fiyat tavanının yürürlüğe girmesinden bir gün evvel yani 4 Aralık’ta toplanacak. Tarafların kararlarının global petrol arzını etkilemesi ve Avrupa’daki güç krizinde yeni bir dalga yaratması bekleniyor.
Konuyu Sputnik’e pahalandıran ekonomi muharriri Recep Erçin, Avrupa Birliği ortasında bilhassa Almanya gibi kuvvetli ülkeler başta olmak üzere kimsenin bu ambargoları istemediği görüşünde.
‘AB, Rus petrol fiyatını sınırlama konusunda ‘oldukca öldürmesin de güldürmesin de’ diye düşünüyor’
Enerji krizi probleminde öncelikli olarak doğalgaz krizi yaşandığını ve bunu da Avrupa ülkelerinin kendi kendilerine çıkardığını söyleyen Erçin, “Bu durumun ortaya çıkmasının temel sebebi AB’nin Rusya’ya uyguladığı yaptırımlar ve ABD’nin ambargolarına uyan bir AB olması. Bunlar yerine AB, Kuzey Akım 2 ile güç arzını garanti altına almış olsaydı şu an bu biçimde bir kriz de hayatıyor olacaklardı. Artık bu petrolde de yaşıyorlar. Ülkelerin petrolden para kazanabilmeleri için fiyatın muhakkak bir skalanın üzerinde olması gerekiyor. Bu da evvelde örneğin 65-70 dolar içindeyken artık 80-90 dolar içinde. Avrupa Birliği’nin Rus petrolüne muhtemel bir hudut koymasında konuşulan fiyatlar da aslında fazlaca da 70 doların altında değil. Zira ‘oldukca öldürmesin de hayli güldürmesin de’ diye düşünüyorlar” dedi.
‘AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de dilek etmez, aslına bakarsanız Rusya Türkiye üzere dost ülkelere kolaylık sağlıyor’
Rusya üzere ülkelerin bu yaptırımlardan etkilenmediğine dikkat çeken Erçin şunları aktardı:
“Çünkü Rusya bu petrolü Hindistan ve Çin üzere yaptırımlara uymayan ülkelere aslına bakarsan satabiliyor. Onlardan elde ettiği gelirler ile cari istikrarını elde etmiş oluyor. Yani Batı’nın uyguladığı yaptırımlardan etkilenilmiyor. aslına bakarsanız bu yaptırımlara karşın Rusya’nın rezervlerini geçen devirlerde artırdığını gördük. İşin Türkiye boyutu da burada devreye giriyor. meblağların artmaması olağan kurallarda Türkiye’nin de tercih edeceği bir şey zira biz güç ithalatçısı bir ülkeyiz. Lakin aslına bakarsanız Rusya ‘dost’ kabul ettiği ülkelere de düşük fiyattan güç tedariği sağlamaya başladı ve kolaylıklar gösteriyor. ötürüsıyla AB’nin uygulamak istediği ambargoları Türkiye de dilek etmez. AB yalnızca bir fiyat sınırlaması değil beraberinde petrol ticaretini de kısıtlama gayesi ortasında. Kendileri aslına bakarsan olabildiği kadar Rusya’dan petrol almıyorlar fakat burada öteki ülkelere yönelik bu yaptırımı zarurî koşma durumu var.”
‘Avrupa’da hiç kimse bu ambargoları istemiyor lakin ABD siyaseti fazlaca etkili’
AB’nin bu planının epey uygulanabilir olmadığını söyleyen Erçin, “AB başka yaptırımlarda olduğu üzere bunda da kendi çalıp kendi oynayacak. Hatta, kendi içlerinden bu yaptırımlara taviz verenler olacaktır. Aslında Avrupa’da hiç kimse ambargoyu istemiyor. Tek başına hiç bir ülke bu yaptırımlara katılmak istemiyor. AB ülkelerinin muhalif partilerine bakarsak bunu görürüz. örneğin Fransa’da Le Pen’e, yeni hükümete gelen partilere, Macaristan’a baktığımızda görüyoruz. Avrupa’nın konvansiyonel kuvvetli ülkeleri yaptırımlardan yana değil. Ben Almanya’nın da epeyce gönülsüz bir yaptırım uyguladığını düşünüyorum. Ancak ABD siyaseti fazlaca tesirli, Avrupa’da 1950’den daha sonra nereden bakılsa 80 yıllık bir tahakküm var. Ordunuz şayet olmazsa sesiniz de çıkamaz. Ordusu olmayan bir Avrupa da ABD’ye muhtaç kalıyor ve NATO şemsiyesi altında bu baskılara uyuyor” şeklinde konuştu.
‘ABD Avrupa’yı dağılmakla korkutuyor, daima bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı ikna olmuş değil’
Erçin, Avrupa’nın kendi ortasında karar düzenekleri olduğunu söyleyerek, “AB ortasındaki yöneticiler her ne kadar Avrupalı siyasetçilerden oluşuyor olsalar da halktan kopuk bir bürokrat kümesi. örneğin Josep Borrell de bunlardan bir tanesi, tipik bir örnek. Borrell, sorumsuz, ABD siyasetlerinin peşinde Avrupa uluslarının çıkarlarından bir haber bir adam. Bu tıp adamları yetkilendiriyorlar ve bunlar da Avrupalılar ismine karar veriyor. Avrupa’da sokakta halka sorsan tıpkı şeyi düşünmeyecekleri epey açık. Daima bir propaganda yapılsa da Avrupa halkı epey ikna olmuş değil. Hollanda da yakın vakitte Rusya’ya yönelik yaptırımlardan geri adım attı. Bu mevzuda yeni adımların devamının geleceğini düşünüyorum fakat Avrupa’nın kendi ortasındaki dağılımını bu getirmez. ABD medyası bunu yazıyor zira Avrupa dağılmaktan korkuyor ve ABD de dağılmakla korkutuyor. AB dağılırsa fazlaca modüllü bir yapıya dönüşür. aslına bakarsan kendi içlerinde fazlaca da derli toplu bir yapı değil” dedi.
Haber Sitelerinden Alıntı Yapılmıştır.